Türk siyaset tarihin ’de her dönemin suçlusu yaratılmıştır hukuk eliyle. Özellikle Çok partili sisteme geçiş sonrası iktidar olma gayretlerinde biraz güç toplayanlar! karşı rakiplerini yıpratmak için en büyük siyasi manevrası, karşısındaki rakiplerini suçlu ilan etmek ve ülkenin tüm kötülüklerini onlara mal etmek olmuştur.
Menderes iktidarını perçinleyince , karşı tarafa hamleleri , onları yargılama usulüne geçişle başlamıştı. İdeolojik temellerin ve kurucu iradenin mensupları artık kendi içlerinde , ‘’çıkan evlatları ‘’tarafından tekmeleniyordu adeta. Bu dönemle başlayan siyasi kindarlıklar günümüze kadar devam etti. Ülkeyi yönetenlere güç değişince terörist diyenler, gücü elinden kaybedince terörist yaftalamasına maruz kaldılar. Karşılıklı güç kavgalarında , gücü eline geçirenlerin güçlü olduğu dönemde karşısındakine terörist deme alışkanlığı 12 Eylül darbesiyle iyice perçinlenmiş oldu. O dönem farklı düşüncelere mensup iki farkı gurubun , farklı bakış açıları da terörizmle suçlanmadı mı? Aralarındaki fark ; Biri tam bağımsız Türkiye derken , diğerleri Yaşasın Türkler diyordu. Sonuçta güç sahipleri her iki sinede suçlu muamelesi yaparak hayatlarına ve düşüncelerine mal edilmiş bir yenilgiyle kavga devam etti. Güç değişince suçlularda değişti, dünün büyükleri bu günün küçükleri oluverdiler hemen.
Türk siyaset Tarihinin En büyük kahramanı ilan edilen Adnan Menderes Günün sonunda en büyük suçlu ilan edilirken bile , asıl acı olan ; Adnan Menderesi Kahraman ilan edenler! Adnan Menderes suçlu gösterilince ona inananlarda kendisinden hemen vazgeçmesiydi. Bu vukular Yerelden genele siyaset yapan hemen hemen herkesin başına geldi.
Bir dönem televizyonlarda güzellemeler yapılan, Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı adayı olmuş Selahattin Demirtaş bile terörist ilan edilirken , yine bizler sustuk yada yüksek sesle ihtiras etmedik. Asıl suçlu bizler değimiydik?
Günün sonunda Yaşadığım ilçede Belediyede görev yapmış , kendisiyle siyaset yarenliği yapmış , hatta her zaman kapılarını rahatlıkla açanlar! Bu gün 2017 Yılında kapatılmış bir dosyadan dolayı yalancı , itirafçı yada Evrensel hukuk kurallarına aykırı bir şekilde bizim Hukuk deyimiyle gizli tanık sıfatıyla konuşmuş yada konuşturulmuş kişilerin ifadeleriyle DHKP/C ye finans sağladığı gerekçesiyle tutuklandılar. Tutuklananlar arasında yakından tanıdığım birkaç isimde olması beni özellikle derinden yaraladı. Bu üzüntümle şunu belirtmeden geçemeyeceğim: Bizim içimizde kronikleşmiş hastalığa dönüşmüş bir durum olduğunu açıkça görüyor ve izliyorum. Haksızlıklarla mücadele etmeyi sadece kendine dokununca yapanlar kendi içimizde çok fazla olduğunu görmekten sahiden utanır oldum . Tüm Parti Örgütüyle yakından ilgilenmiş olan Ataşehir Belediyesi Önceki dönem Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah DER, Kalender ÖZDEMİR , Deniz KUTLU ve Çalışkanlığıyla tanınan Ataşehir Belediyesi İmar müdürü Haydar BATTAL’ın ve diğer tutuklanan diğer parti değerlerimizin şahsı üzerinden Partimize atılan bir çamur olarak görüyorum , bu haksızlık karşısında şahsi mesele olarak değil , Cumhuriyet Halk Partili sorumluluğumuzla davranılması gerektiğine inanıyorum.
Kaderimiz değil zulme boyun eğmek! Haksızlığın karşında susmaktır aybımız. Soruşturması kapatılmış bir dosyadan tutuklanan Abdullah Der , Haydar Battal , Deniz Kutlu , Kalender Özdemir ve diğer partililerinize yapılan zulme asla razı olmayacağım.
Bayram ÇAĞLAYAN / www.engozdehaber.com