Kim Bu Besleme Salon Solcuları!

Eskiden medya siyasete yön verirken, günümüzde medya sahipliği toplumda kutuplaşma yarattı. İktidar ve muhalefet destekçisi medya, objektiflikten uzaklaşıyor ve "Zift Medyası" terimi kullanılıyor. Gazeteci İsmail Saymaz'ın durumu soru işareti. (Bayram Çağlayan)

Haber Giriş Tarihi: 15.04.2025 10:50
Haber Güncellenme Tarihi: 15.04.2025 10:50

www.engozdehaber.com /Bayram ÇAĞLAYAN 

      Bir dönemin basın patronları(!) Hükümet kuruyor, adeta Hükümet dağıtıyordu.  O zamanlar ne zift medyası , ne yandaş basın haliyle nede besleme unsurları yoktu. Hal böyleyken O zamanlar Siyaset Medyaya sirayet etmemiş, medya siyasete hükmediyordu. O  zamanlar da aslında küçük beslemeler vardı ama en büyük mamasını yine patronundan alan kalemi doğru yazmayanlar vardı.

       Şimdi denge değişti; Siyasete sirayet ederek kalem beslemesi satın alanlar dönemi; kısmen yandaş basın adıyla  taraflı olmayı , kamuoyu yanıltmayı ve halka yalan söyleme ahlaksızlığına dönüştü. Biz bunlara Zift medyası yada çukur medyası diyoruz.  Bunu fırsat bilen diğer kesimde muhalif duyguları sömürerek objektif haberciliği taraflı yayıncılığa dönüştürerek , kendi iç siyasetinde kariyer planlaması yapanların beslemeleri oldu iyimi.   Bunlarda kendilerini  çoktan aştılar aşmasına da, bunlardan önce  olan Beyaz Türkler maskesi adı altında  Atatürk ve değerlerinin arkasına sığınan  yalı beslemelerinden de az çekmemiştik değil mi? O yalı beslemeleri şimdi siyaset beslemelerinin kontrolüne geçmiş olsa da şimdi de   bizim salon solcuları türedi birden bire.  Bunlar söylediği her kelime , her algı ve yaptığı her eylem karşısında adeta maaşından kat ve kat fazla besleme  komisyonu  alan salon solcularına dönüştüler. Önceki gibi Yalı sahibi olmayıp , kılık ve kıyafeti , özellikle kirli sakalıyla Devrimci kimliğe bürünmüş  ama büyük paralar kazanan bir gottik tayfası türedi başımıza.

     Karanlık fikrin , kirli  kişileri (!) Bizler suskun kaldıkça onlar kendini Aydın sandılar. Oysa Aydın; Bir kırık kalem , bir kırık gözlük  ve eski bir aracıyla Ankara’nın orta yerinde halkı için konuşan ama fitne güçlerin hazmedemediği Uğur Mumcu’ydu , "Asla Avrupa'ya çıkmayacağım. Çünkü ben yaşadığım topraklarda inanılmaz derecede memnunum. Size biraz garip gelecek ama ben böyle hazır özgürlükler cennetine gelip, yani hemen hazıra konacak tipte bir insan değilim. Eğer öyle olsaydı, seneler önce çıkardım Avrupa'ya... Kendi cennetimi biraz didişerek yaratmak isteyen bir yapım var benim. Öyle bir devrimci gelenekten geliyorum. Yani biraz kavga etmek daha güzel bir yaşam gibi geliyor bana. İstanbul, Türkiye’de bence kavganın, bu anlamda kavganın, mücadelenin diyelim, bence hala gerekli olduğu bir yer. Ora bana daha cennet geliyor.” Diyen ama altı delik ayakkabı giyen HRANT DiNK gibi Aydınlarımız vardı.

    Eee şimdi birde salon solcuları , kurultay dizayn eden , halka yalan söyleyerek algı oluşturan Siyasetin beslemesi  solculuk  kılıfına bürünmüş Gazeteciler  var!  Biz bizden gibi görünen  kötüleri anlatalım da insanlık ve ideolojik karekterimizi sürdürelim  demişken …

 Dip Not: Sahi bizden gibi görünen Salon solcularından İsmail Saymaz isimli gazeteci’den  göz altına alındıktan sonra bir haber alınamıyor, kendisi de Ahmet Hakan benzeri  bir duruş serilemeye mi hazırlanıyor? Olur mu olur…

 www.engozdehaber.com / Bayram ÇAĞLAYAN