Hava Durumu

#Www.engozdehaber.com

- Www.engozdehaber.com haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Www.engozdehaber.com haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hyundai çocukların hayallerini gerçeğe dönüştürdü Haber

Hyundai çocukların hayallerini gerçeğe dönüştürdü

Hyundai Motor Türkiye, bu yıl ilk kez düzenlediği Hyundai Resim Yarışması’nın ödül törenini İzmit’te bulunan fabrikasında düzenledi. Kocaeli genelinde 100’den fazla resim arasından dereceye giren öğrencilere, çizdikleri resimlerinin 3-D baskılı maketleri ve hediye çekleri verildi. KOCAELİ (İGFA) -Hyundai Motor Türkiye, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında bu yıl ilk kez düzenlediği resim yarışmasıyla çocukların dünyadaki sorunları çözecek araç hayallerine hayat verdi. “Dünyayı İyileştiren Araçlar” temasıyla Kocaeli genelinde ilkokul ve ortaokullarda eğitim gören tüm öğrencilerin katılımına açtığı yarışmada fırsat eşitliğini gözeterek özel eğitim öğrencilerini ayrıca değerlendirmeye aldı ve ödüllendirdi. Hyundai Motor Türkiye, çocuklara sürdürülebilir, yenilikçi ve daha iyi bir dünyayı mümkün kılan ulaşım çözümleri hayal etme fırsatı sundu. 100’ün üzerinde başvurunun yapıldığı yarışmada, dereceye giren öğrencilere kendi çizimlerinin 3 boyutlu baskı maketleri ve çeşitli ödüller verildi. Ödül törenine katılan tüm öğrencilere katılım sertifikaları ve sürpriz hediyeler verildi. Hyundai Motor Türkiye’nin İzmit’teki fabrikasında düzenlenen ödül törenine Kocaeli Vali Yardımcısı Aslan Avşarbey, İzmit Kaymakamı Yusuf Ziya Çelikkaya, il protokolü, Hyundai yöneticileri, öğretmenler, aileler ve öğrenciler katıldı. Hyundai Motor Türkiye CEO’su YongJin Alex Kim, yarışmayla çocukların hayal dünyasına ortak olmak ve onların gözünden dünyayı iyileştiren araçları görmek bizim için büyük bir ilham kaynağı olduğunu belirterek, her bir resimin daha yaşanabilir bir dünya için umut verici fikirler barındırdığını söyledi.  www.engozdehaber.com

Kim Bu Besleme Salon Solcuları! Haber

Kim Bu Besleme Salon Solcuları!

www.engozdehaber.com /Bayram ÇAĞLAYAN        Bir dönemin basın patronları(!) Hükümet kuruyor, adeta Hükümet dağıtıyordu.  O zamanlar ne zift medyası , ne yandaş basın haliyle nede besleme unsurları yoktu. Hal böyleyken O zamanlar Siyaset Medyaya sirayet etmemiş, medya siyasete hükmediyordu. O  zamanlar da aslında küçük beslemeler vardı ama en büyük mamasını yine patronundan alan kalemi doğru yazmayanlar vardı.        Şimdi denge değişti; Siyasete sirayet ederek kalem beslemesi satın alanlar dönemi; kısmen yandaş basın adıyla  taraflı olmayı , kamuoyu yanıltmayı ve halka yalan söyleme ahlaksızlığına dönüştü. Biz bunlara Zift medyası yada çukur medyası diyoruz.  Bunu fırsat bilen diğer kesimde muhalif duyguları sömürerek objektif haberciliği taraflı yayıncılığa dönüştürerek , kendi iç siyasetinde kariyer planlaması yapanların beslemeleri oldu iyimi.   Bunlarda kendilerini  çoktan aştılar aşmasına da, bunlardan önce  olan Beyaz Türkler maskesi adı altında  Atatürk ve değerlerinin arkasına sığınan  yalı beslemelerinden de az çekmemiştik değil mi? O yalı beslemeleri şimdi siyaset beslemelerinin kontrolüne geçmiş olsa da şimdi de   bizim salon solcuları türedi birden bire.  Bunlar söylediği her kelime , her algı ve yaptığı her eylem karşısında adeta maaşından kat ve kat fazla besleme  komisyonu  alan salon solcularına dönüştüler. Önceki gibi Yalı sahibi olmayıp , kılık ve kıyafeti , özellikle kirli sakalıyla Devrimci kimliğe bürünmüş  ama büyük paralar kazanan bir gottik tayfası türedi başımıza.      Karanlık fikrin , kirli  kişileri (!) Bizler suskun kaldıkça onlar kendini Aydın sandılar. Oysa Aydın; Bir kırık kalem , bir kırık gözlük  ve eski bir aracıyla Ankara’nın orta yerinde halkı için konuşan ama fitne güçlerin hazmedemediği Uğur Mumcu’ydu , "Asla Avrupa'ya çıkmayacağım. Çünkü ben yaşadığım topraklarda inanılmaz derecede memnunum. Size biraz garip gelecek ama ben böyle hazır özgürlükler cennetine gelip, yani hemen hazıra konacak tipte bir insan değilim. Eğer öyle olsaydı, seneler önce çıkardım Avrupa'ya... Kendi cennetimi biraz didişerek yaratmak isteyen bir yapım var benim. Öyle bir devrimci gelenekten geliyorum. Yani biraz kavga etmek daha güzel bir yaşam gibi geliyor bana. İstanbul, Türkiye’de bence kavganın, bu anlamda kavganın, mücadelenin diyelim, bence hala gerekli olduğu bir yer. Ora bana daha cennet geliyor.” Diyen ama altı delik ayakkabı giyen HRANT DiNK gibi Aydınlarımız vardı.     Eee şimdi birde salon solcuları , kurultay dizayn eden , halka yalan söyleyerek algı oluşturan Siyasetin beslemesi  solculuk  kılıfına bürünmüş Gazeteciler  var!  Biz bizden gibi görünen  kötüleri anlatalım da insanlık ve ideolojik karekterimizi sürdürelim  demişken …  Dip Not: Sahi bizden gibi görünen Salon solcularından İsmail Saymaz isimli gazeteci’den  göz altına alındıktan sonra bir haber alınamıyor, kendisi de Ahmet Hakan benzeri  bir duruş serilemeye mi hazırlanıyor? Olur mu olur…  www.engozdehaber.com / Bayram ÇAĞLAYAN

ÖZGÜR DÜNDAR YAZDI/  SARAÇHANE BÜYÜK DALGAYA SENKRONİZE OLMAK.. Haber

ÖZGÜR DÜNDAR YAZDI/ SARAÇHANE BÜYÜK DALGAYA SENKRONİZE OLMAK..

                                  19 Mart sabahı yapılan siyasi operasyon Türkiye'de seçim yoluyla iktidarını sürdüren mevcut siyasi gücün bu sefer daha da oteriterleşerek görüntüde,Türkiye'nin kurucu Partisi olarak tanımlanan Cumhuriyet Halk Partisi'ne operasyon olarak algılanan özünde kendi gibi düşünmeyen toplumun bir çok katmanlarına müdahale edilen farklı bir döneme girdiğimiz sert bir operasyondu.. 2019 seçimlerinden itibaren Türkiye'de siyasi güce karşı seçme ve seçilme hakkını korumak isteyen,demokratik taleplerde bulunan ve mevcut devlet yapısının daha da demokratik bir hale gelmesi için çabalayan şartların eşit olmadığı gerçeği de göz önünde bulundurulsa da ciddi bir dip dalganın gün yüzüne çıktığı aşikardı.        Özellikle sürekli Silivri soğuktur anlayışıyla toplumlar üzerinde kafanı kaldırma baskısı vardı. Ama 19 Mart 2025 sabahına geldiğimizde artık bu argümanların işe yaramadığı,Silivri soğuk söyleminin kitleler nezdinde hiçbir anlamı olmadığı ortaya çıktı. Başta üniversiteler,sivil toplum örgütleri ve toplumun her kademesinden emekçiler bir yerde artık bu sürece dur dediler.Kitlesel eylemler Saraçhane'de gösterilen kararlılık, ülke çapına yayılan kitlesel demokratik talepler İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne olası kayyum atamasının'da önüne geçti. Bu bir nevi Tek Adam rejimi olarak adlandırılan siyasi gücün beklemediği bir durumdu.Bu kadarını tahmin etmiyorlardı.Seçimle gelip otoriterleşen ve seçimle gitmek gibi bir derdi olmadığı çok net olan ve dünyanın birçok kesiminde gözle görülür birbirine benzeyen sermaye yanlısı siyasi gücTürkiye'nin demokratikleşmesi için çabalayan insanların mücadelesi başarılı olur ve geriletilebilirse bu yalnızca Türkiye'de değil dünyanın birçok kesimlerini de etkiler hale gelecektir. Geçtiğimiz günlerde Maltepe mitinginde 2.2 milyon kişinin kararlı bir şekilde toplanması sadece Türkiye'de değil dünyanın birçok kesiminde ses getirmiştir ve birçok topluma otoriterleşen birçok yapıya karşı demokratik taleplerini haykırma konusunda da ilham olmuştur. Dönüp şöyle bir geriye baktığımızda genellikle sağ iktidarlar demokrasi özgürlük ve Kalkınma vaatleriyle iktidara gelirler. Ve zaman içerisinde bu vaatlerin arka planını atar. Kendi iktidarlarını sağlama almaya çalışırlardı.Ama eğer şimdi halk kendi iradesine sahip çıkıp,bu süreçten ülkenin demokratikleşmesi için bir zaferle yoluna devam ederse yalnız Türkiye halkları için değil dünya halkları içinde çok önemli bir Milat olacak. Halkın özgücü ile bir iktidar değişimi sandık yoluyla sağlanabilirse,Türkiye siyasi tarihinde bir kırılma oluşacak ve demokratikleşmenin önü tam anlamıyla açılacaktır. Şu an mevcut iktidar Türkiye'nin demokratikleşmesinin önünde tam anlamıyla bir takoz görevi görmektedir.Topluma engel olmaktadıt. toplumun dinamikleri de bu tıkanmayı gördükleri için dalga Dalga bu bariyeri aşmaya çalışıyor. Eğer aşabilirlerse daha demokratik bir ülke mümkün olabilecek. Ama bu işten başarısız çıkarlarsa Türkiye daha da otoriter bir rejime doğru yoluna Tam Gaz devam edecek. Ama Bence Türkiye'nin birçok kesiminden ezici bir çoğunluğu otoriter gücün devam etmesini istemiyor.Eskiden siyasi gücün arkasındaki kitleler daha güçlü iken ve mevcut iktidar siyasi gündeme belirlerken şu anki gelinen noktada demokrasi güçlerinin,yani muhalif cephenin hem toplumsal sürece yön verdiği,hem de bundan sonra olacaklara kitleleri yönlendirebildiği çok nettir. İmamoğlu olayı Bir nevi bir semboldür. Ama asıl mesele ülkede seçme ve seçilme hakkının ,150 yıldır parlamenter sistemi olan bir devlet yapısında gelinen nokta çok kritiktir. Bu işin sonunda kazanılacak her alan daha özgüvenli bir toplumun inşaasının önünü açaçaktır. Kazanacağımız çok şey vardır. Toplumsal gözlem noktasında baktığımızda Maltepe'de saraçhane'de veya ülkenin herhangi bir noktasında toplanan insanlar ne amaçla toplandıklarını ve ne yapmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar,karşı cephe de ise neredeyse medyanın birçoğunu elinde bulunduran ve onca çarpıtma habere rağmen hiçbir şekilde Kendi yandaşlarını bile ikna edemeyen bir yapının olduğunu çok net görüyoruz.Artık çok kritik bir noktadayız. Genel taşıyıcı güç olarak gençleri en başa koyabiliriz. Enteresan bir kuşağı izliyoruz. Çok öfkeli ve umutsuzlardı. Ve sürece direk dahil olarak tam anlamıyla akışı değiştirdiler. Tankla tüfekle bir yere kadar gidebilirsiniz. Bu kuşağa bir şekilde umut gerekiyordu. Ve gidişatın gösterdiği bu çocuklar bir şekilde kazanmak istiyorlar. Saraçhane'de öncü bir kuvvet olmasalardı. Toplumun diğer kesimleri orada tutunamazlardı. Siyasi iktidar bu operasyona ilk başladığında Cumhuriyet Halk Partisi'nin yapılan müdahaleyi bir şekilde kontrol edemeyeceğini süreci götüremeyeceği düşüncesine sahipti. Esenyurt ve birkaç belediye'ye yapılan operasyonlarda sadece CHP kitlesinin operasyonları bir noktada protesto etmesi İstanbul'a yapılan geniş kapsamlı operasyonunda bir nevi önünü açmış siyasi iktidarı o gün kü koşullarda rahatlatmıştı. Esenyurt kayyumunun atamasından sonra süreç o an için bir ülke çapında bir harekete dönüşmemişti. Ama dünyanın her yerinde olduğu gibi toplumsal hareketler öngörülemezdir. Gençlerin öncü olduğu halk hareketi bildiğin,Cumhuriyet Halk Partisi'ni de sürece nasıl dahil olacağını ne yönde hareket edeceği noktasında tek kelimeyle iteklemiştir onlar da bir nevi kitlelerin sesine kulak vererek, yükselen dalganın yanında saf tutmuşlardır dünyanın en güçlü istihbarat güçleri bile kıvılcımın nerede nasıl şekil çıkacağını bilemezler. İktidarın Hesabı CHP'nin toplumla beraber şekilde hareket edemeyeceğini toplumsal hareketin yanında yer alamayacağını ve sonuç bağlamımda statiko'nun devreye gireceğini düşünerek kendi iç çekişmeleri içerisinde savrulacağıydı. Ama toplumsal dinamikler CHP'nin kendi kalıplarının dışına çıkmasına sebep oldu onların da bir şekilde sürece güçlü anlamda dahil olmalarını sağladı.Ilk önce Siyasi güç diplomayla müdahaleye başladı,kendileri açısından stratejik bir hataydı bence çünkü diploma hamlesi direkt siyasi olarak görüldü vekeza öyleydi de ama iktidarın algı amacı çöpe gitti. İşte o anda dip dalga dediğimiz toplumsal örgü dedi ki ya ben bunlara bir barikat kuracağım bu olanlara dur diyeceğim.              Ya da benim seçme ve seçilme hakkımda dahil özlük bu saatten sonra tamamen ortadan kalkacak. Çok güçlü ve dirençli bir karşı koyuşla toplum ki ben bunu devamınında geleceğini düşünüyorum. Toplumsal dalğa siyasetin alanını çizen yönünü belirleyen konuma evrildi. Maçlarda hakem olur bilirsiniz işte burada hakem totalde halkın kendisidir ve devreye girdi. Ve insanların belki de daha da karanlık bir sürece ilerlemesinin önüne geçti. Kazanımlarıma dokunma dedi. Karşı taraf bunu beklemediği için tam olarak afallayarak boşa düştü. Baskıyı daha da sürdürürlerse daha da kaybedecekler. Toplum asıl aktörün kendisi olduğunu anladı.Bir diğer hamle boykot hamlesi ne gelince umulanın aksine başarılı oldu. Üretimden gelen gücümüzü kullanmak yerine tüketimden gelen gücünü kullandı toplum., sivil itiaatsizlik adı altında toplum demokratik taleplerini öne çıkardı. Toplumun belli bir kesimini boykot eden Medya gücüne karşı toplumda artık ben de seni boykot ediyorum demiştir. Yan yana gelmenin ve haklı olmanın ve doğru tarafta olmanın gücü halkta muazzam bir özgüven ve moral yaratmıştır. İki milyon insanı yada milyonları görmezden gelirseniz. Gelinen süreç bir noktada sizi boşa düşürür. Siyasi gücün ve destekçilerinin geldiği nokta tam olarak budur. Son tahlilde dostlar gelecek güzel günlere inancınızın tükenmediği bir yaşama selam olsun. Özgür DÜNDAR www.engozdehaber.com

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.